Yankı olmasaydı yarasa yaşayabilir miydi? Ya yarasa olmasaydı?
İnsan, yarasayı gözlemleyerek, yansıyan ses dalgalarını kendi amaçları doğrultusunda kullanmayı öğrendi. Ama, deniz yolculuklarında, tıpta yararlandığı bu teknik içindeki yolculuğunda bir adım daha ileriye gitti ve küçük ve hayli teknik bir hileyle yankı’yı tersine çevirdi, öyle ki “hey!” diye seslenince geriye “yeh” diye yankılanıyor. Kesinlik bu bir şaka değil.
Akustikle dolu bir ortamda hazırlanan “kuru” odada; duvarlar, kirişler ve tavan, eko oluşumunu engelleyecek şekilde ses dalgalarını emiyor.
Bu yüzden Berchtesgaden kentinin (Almanya) hemen altında bulunan Königsee Gölü, her yıl çok sayıda turisti kendine çekiyor. Çünkü gölde yapılan vapur gezilerinde, kaptan trompetle bir melodi çalıyor. Bölgedeki Watzmann Dağları’nın sarp kayalarına çarpan melodi, yedi kat yankılanarak anında geriye dönüyor. Göl kıyısında yaşayan köylülerin ifadesiyle, bu ekonun “dünyanın en güzel yankısı” olup olmadığı kuşku götürür. Ama bu doğa olayının yıllarca büyüsünden hiçbir şey kaybetmediği de kesin!
Bu doğal eko nasıl oluşuyor? Sözlük “eko”nun, sesin bir cisme çarpmasıyla meydana gelen akustik bir yankı olduğunu yazıyor. Watzmann gibi dik kayalıklar, ekonun oluşumu için ideal ortamlar oluşturuyor.
Engelsiz ortamlarda ve ya düzlük alanda eko oluşmuyor. Akustik uzmanları, ses enerjisinin yoğun olarak emildiği yerler için “kuru” nitelendirmesini yapıyorlar. Buna karşın cami, hamam gibi daha boş mekânlarda ses fazlasıyla yankılanıyor.
1300 yıllık Kukulcán (Mexico) piramitleri inşa edilirken özel bir alkış ekosu yaratılmış.
Aslında “kuru” bir mekânda, biz algılayamasak da mutlaka yankı var. Bu yankı ancak, duvarları ses enerjisini tamamıyla emen ekosuz bir ortamla karşılaştırıldığı zaman fark edilebiliyor. İlginçtir ki, bazı insanlar kendilerini böyle ortamlarda huzursuz hissediyorlar.
Ortamda, sesi taşıyan hava olmadığı zaman da eko oluşmaz. Bu yüzden Ay’ın yüzeyinde bulunan engebeli alanların yarattığı geçitlerde istediğiniz kadar bağırabilirsiniz, hiçbir şekilde yankılanmaz. Açık havada yankı, kış mevsimine oranla yazın çok daha çabuk geriye dönüyor. Bunun nedeni sesin, sıcak havada, soğuk havaya oranla çok daha çabuk yayılıyor olması. Doğrudan karşılaştırma yapmak imkânsız olduğundan, bu farkı normal koşullarda kulakla algılamamız mümkün değil. Öte yandan, bazı kış günlerinde güneş, soğuk toprağın üzerindeki havayı sınırlı derecede ısıtabildiği için, atmosferdeki sıcaklık davranışları tam tersine dönüyor, yani yükseldikçe hava ısınıyor. Bu nedenle, normal koşullarda olanaksızken, böyle hava koşullarında bir kilometre uzaklıktaki bir otoyolun gürültüsü rahatlıkla duyulabiliyor.